George Orwell'in 1945 yılında yayımlanan distopik politik hiciv romanı 'Hayvan Çiftliği', Rus Devrimi ve sonrasındaki Sovyetler Birliği'ni alegorik olarak anlatır. Çiftlikteki hayvanların, insan sahiplerini devirerek kendi kendilerini yönetmeye başlamasıyla başlayan hikaye, zamanla domuzların liderliği ele alması ve diğer hayvanları sömürmesiyle bir totaliter rejime dönüşür. Kitap, devrimin başlangıçtaki ideallerinden nasıl uzaklaşıldığını, gücün yozlaşmasını ve propagandanın nasıl kullanıldığını çarpıcı bir dille ortaya koyar. Napoleon (Stalin'i temsil eden domuz), Snowball (Troçki'yi temsil eden domuz) ve Boxer (sadık işçi sınıfını temsil eden at) gibi karakterler aracılığıyla, devrimin ardından yaşanan ihanet, baskı ve adaletsizlikler gözler önüne serilir. 'Bütün hayvanlar eşittir, ancak bazı hayvanlar diğerlerinden daha eşittir' gibi unutulmaz replikleriyle, siyasi sistemlerin eleştirisi açısından evrensel bir nitelik taşır. Kitabın temel temaları arasında totalitarizm, devrimin ihaneti, sınıf mücadelesi, propaganda ve cehaletin tehlikeleri yer alır. Hedef okur kitlesi oldukça geniştir; siyasi ve sosyal konularla ilgilenen yetişkinler başta olmak üzere, genç okurlara da totaliter rejimlerin işleyişini ve eleştirel düşünmenin önemini anlamaları için tavsiye edilebilir. 'Hayvan Çiftliği'ne benzer eserler arasında, yine Orwell'in aynı yıl yayımlanan distopik romanı '1984', Aldous Huxley'nin 'Cesur Yeni Dünya'sı ve Yevgeny Zamyatin'in 'Biz' adlı eserleri sayılabilir. Bu eserler de benzer şekilde, baskıcı rejimleri, bireyin özgürlüğünün kısıtlanmasını ve toplumsal kontrol mekanizmalarını ele alır.

George Orwell, asıl adı Eric Arthur Blair (1903-1950), İngiliz romancı, denemeci, gazeteci ve eleştirmendir. Edebi kariyerine başlamadan önce Burma'da İmparatorluk Polis Teşkilatı'nda görev yapmış, bu deneyimi daha sonraki eserlerinde sömürgecilik karşıtı duruşunu şekillendirmiştir. Orwell'in eserleri, sosyal adaletsizlik, totalitarizm, siyasi baskı ve dilin siyasi amaçlarla kötüye kullanılması gibi konulara odaklanır. Yazım üslubu açık, net ve doğrudan olup, karmaşık siyasi fikirleri bile anlaşılır bir dille ifade etme yeteneğine sahiptir. 'Hayvan Çiftliği' (1945) ve '1984' (1949) en bilinen eserleridir. Bu iki roman, distopik edebiyatın en önemli örnekleri arasında kabul edilir ve totaliter rejimlerin eleştirisi açısından günümüzde de geçerliliğini korumaktadır. Diğer önemli eserleri arasında 'Burma Günleri', 'Papazın Kızı', 'Katalonya'ya Selam' ve 'Down and Out in Paris and London' bulunur. Orwell, siyasi duruşu ve eserleriyle 20. yüzyıl edebiyatında derin bir iz bırakmıştır. Eserleri birçok dile çevrilmiş ve dünya çapında milyonlarca kopya satmıştır. Hayatını büyük ölçüde siyasi ve sosyal aktivizmle geçirmiş, İspanya İç Savaşı'nda Cumhuriyetçiler safında savaşmış ve sosyalist düşünceye bağlı kalmıştır. Ancak, Sovyetler Birliği'nin otoriter yapısını ve totaliter eğilimlerini sert bir dille eleştirmesi, onu birçok solcu çevreyle karşı karşıya getirmiştir. Orwell'in eserleri, günümüzdeki siyasi ve toplumsal olaylara ışık tutmaya devam etmekte ve eleştirel düşüncenin önemini vurgulamaktadır. Kariyeri boyunca herhangi bir büyük edebi ödül almamış olsa da, eserlerinin kalıcılığı ve etkisi, onu çağının en önemli yazarlarından biri yapmıştır. Eserlerinde kullandığı 'Big Brother' (Büyük Birader) ve 'thoughtcrime' (düşünce suçu) gibi terimler, modern dile yerleşmiş ve siyasi denetim kavramlarını ifade etmek için yaygın olarak kullanılmaktadır. Orwell'in eserleri, okuyucuları siyasi gerçekliklere karşı duyarlı hale getirme ve otoriteye karşı sorgulayıcı bir tavır takınmaya teşvik etme gücüne sahiptir.