Güngör Dilmen'in "Ben Anadolu" Üçlemesi, Türk tiyatro edebiyatının önemli yapıtlarından biridir. Bu üçleme, Anadolu coğrafyasının tarihini, kültürünü ve insanını farklı dönemlerde ve farklı karakterler üzerinden ele alır. İlk oyun olan "İskender Büyük", Büyük İskender'in Anadolu'daki seferlerini ve bu coğrafyada bıraktığı etkileri konu alır. İkinci oyun "Deli Dumrul", Anadolu'nun destansı ve mitolojik öğelerini, ölüm ve yaşam arasındaki mücadeleyi mizahi bir dille anlatır. Üçüncü oyun "Devlet ve İnsan", Anadolu Selçuklu Devleti'nin kuruluş dönemini ve bu dönemdeki siyasi, sosyal ve kültürel gelişmeleri mercek altına alır. Üçlemenin genel teması, Anadolu'nun zengin tarihi ve kültürel mirasıdır. Dilmen, bu üçlemede, Anadolu insanının yaşamını, inançlarını, değerlerini ve karşılaştığı zorlukları derinlemesine inceler. Oyunlar, tarihsel olayları ve karakterleri, modern bir yaklaşımla ve evrensel temalarla birleştirir. Üçlemenin hedef okur kitlesi, tiyatroseverler, tarih meraklıları ve Türk kültürüne ilgi duyanlardır. Oyunlar, hem akademik çevrelerde hem de geniş kitleler tarafından ilgiyle karşılanmıştır. "Ben Anadolu" Üçlemesi, Dilmen'in edebi yeteneğinin ve tarihsel araştırmalarının bir ürünüdür. Oyunlar, sahnelendiği dönemlerde büyük beğeni toplamış ve birçok ödüle layık görülmüştür. Üçlemenin başarısı, Dilmen'in Anadolu'nun ruhunu ve tarihini başarılı bir şekilde yansıtmasından kaynaklanır. Benzer kitaplar arasında Yaşar Kemal'in "İnce Memed" serisi, Orhan Pamuk'un "Benim Adım Kırmızı"sı ve Nazım Hikmet'in "Memleketimden İnsan Manzaraları" sayılabilir. Bu eserler de Türk edebiyatında önemli yer tutan ve Anadolu'nun farklı yönlerini ele alan çalışmalardır. "Ben Anadolu" Üçlemesi, Türk tiyatrosunun klasikleşmiş eserleri arasında yer alır ve günümüzde de sahnelenmeye devam etmektedir. Oyunlar, Anadolu'nun kültürel zenginliğini ve insanlık tarihine katkılarını vurgular. Dilmen'in bu eseri, Anadolu'nun tarihini ve kültürünü anlamak isteyenler için önemli bir kaynaktır. Üçlemenin her bir oyunu, farklı bir dönem ve karakter üzerinden Anadolu'nun hikayesini anlatırken, ortak bir tema olan Anadolu'ya duyulan sevgi ve saygıyı işler. Oyunlar, sahne tasarımı, kostümler ve müziklerle desteklenerek, izleyicilere görsel ve işitsel bir şölen sunar. "Ben Anadolu" Üçlemesi, Türk tiyatrosunun önemli bir mihenk taşıdır ve Güngör Dilmen'in edebi mirasının en değerli parçalarından biridir.

Güngör Dilmen, Türk tiyatro ve oyun yazarıdır. 1930 yılında İstanbul'da doğan Dilmen, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nden mezun oldu. Tiyatroya olan ilgisi genç yaşlarda başlayan Dilmen, oyun yazarlığına yöneldi ve kısa sürede önemli eserler ortaya koydu. Dilmen'in yazım üslubu, tarihsel ve mitolojik öğeleri modern bir yaklaşımla birleştirmesiyle karakterizedir. Oyunlarında, Anadolu'nun zengin kültürel mirasını ve insanlık tarihini evrensel temalarla işler. Dilmen, dilin gücünü ustaca kullanarak, izleyicileri farklı zaman dilimlerine ve coğrafyalara taşır. Onun oyunları, sadece eğlendirmekle kalmaz, aynı zamanda düşündürür ve sorgulatır. Güngör Dilmen'in önemli eserleri arasında "Ben Anadolu" Üçlemesi'nin yanı sıra, "Kanuni Sultan Süleyman", "Midas'ın Kulakları", "Troas" ve "Deli Dumrul" gibi oyunlar yer alır. Bu oyunlar, Türk tiyatro repertuarının vazgeçilmezleri arasında yer alır ve birçok kez sahnelenmiştir. Dilmen, eserleriyle birçok ödüle layık görülmüştür. Bu ödüller, onun Türk tiyatrosuna yaptığı katkıların bir göstergesidir. Dilmen, oyunlarında genellikle tarihi olayları ve kişileri, mitolojik öğelerle birleştirerek, insan doğasına ve evrensel değerlere odaklanır. Onun oyunları, farklı kültürlerden ve dönemlerden izleyicilere hitap eder. Güngör Dilmen, Türk tiyatrosuna önemli eserler kazandırmış ve tiyatro sanatının gelişimine katkıda bulunmuş bir yazardır. Onun eserleri, günümüzde de sahnelenmeye ve okunmaya devam etmektedir. Dilmen, Türk tiyatro edebiyatının önemli isimlerinden biri olarak kabul edilir ve eserleri, gelecek nesillere aktarılmaya devam edecektir. Dilmen'in eserleri, Türk tiyatrosunun zenginliğini ve çeşitliliğini yansıtır. O, tiyatro dünyasına bıraktığı mirasla, Türk kültürüne önemli katkılarda bulunmuştur.