James Joyce'un 'Ölüler' adlı eseri, Dublinlilerin yaşamlarını ve kaybolan anıları konu alan etkileyici bir kısa öyküdür. Dublin'de düzenlenen bir Noel yemeği sırasında geçen olayları anlatır. Ana karakter Gabriel Conroy'un gözünden, aile bağları, kültürel gelenekler ve geçmişle yüzleşme temaları işlenir. Hikaye, Gabriel'in eşi Gretta'nın gençliğinde ölen bir adamı anımsamasıyla derinleşir ve Gabriel'in kendi hayatı, evliliği ve İrlanda kimliği üzerine düşüncelere dalmasına neden olur. 'Ölüler', Joyce'un 'Dublinliler' adlı öykü derlemesinin son ve en uzun öyküsüdür. Eser, Joyce'un ustalıkla kullandığı iç monologlar, sembolizm ve gerçekçilik akımıyla öne çıkar. Kitap, Dublin'in atmosferini, karakterlerin iç dünyalarını ve toplumsal yaşamı detaylı bir şekilde tasvir eder. 'Ölüler', ölüm, aşk, hafıza ve kimlik gibi evrensel temaları ele alırken, aynı zamanda İrlanda'nın kültürel ve politik atmosferini de yansıtır. Eserin hedef okur kitlesi, edebiyatseverler, Joyce hayranları ve insan psikolojisi ile ilgilenen geniş bir okuyucu kitlesidir. Kitap, karmaşık karakterleri, derin anlamları ve şiirsel diliyle okuyucuyu etkiler. 'Ölüler', Joyce'un en çok okunan ve üzerine en çok yorum yapılan eserlerinden biridir. Eser, Joyce'un diğer eserleri gibi, modernist edebiyatın önemli örneklerinden biridir ve genellikle modern edebiyat derslerinde incelenir. Benzer kitaplar arasında, Joyce'un diğer eserleri 'Ulysses' ve 'Sanatçının Bir Genç Adam Olarak Portresi' sayılabilir. Ayrıca, Virginia Woolf'un 'Mrs. Dalloway' ve Marcel Proust'un 'Kayıp Zamanın İzinde' gibi eserler de, iç monologlar, bilinç akışı ve karakterlerin iç dünyalarına odaklanmaları açısından 'Ölüler' ile benzerlik gösterir.

James Joyce, 20. yüzyılın en önemli modernist yazarlarından biridir. 2 Şubat 1882'de Dublin'de doğmuş ve 13 Ocak 1941'de Zürih'te hayatını kaybetmiştir. Joyce, Dublin'in kültürel ve sosyal yaşamını eserlerinde derinlemesine işlemiş, deneysel anlatım teknikleri ve dil kullanımıyla edebiyat dünyasında çığır açmıştır. Yazım üslubu, bilinç akışı tekniği, iç monologlar ve sembolizm üzerine kuruludur. Joyce, karakterlerin iç dünyalarını ve düşüncelerini yansıtmak için karmaşık cümle yapıları ve farklı dil oyunları kullanmıştır. Eserleri genellikle zorlayıcı ve karmaşıktır, ancak derin anlamlar ve evrensel temalar içerir. En önemli eserleri arasında 'Ulysses', 'Dublinliler', 'Sanatçının Bir Genç Adam Olarak Portresi' ve 'Finnegans Wake' sayılabilir. 'Ulysses', modern edebiyatın en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilir ve bir gün boyunca Dublin'de geçen olayları anlatır. Joyce, eserlerinde genellikle kendi hayatından ve Dublin'deki deneyimlerinden esinlenmiştir. Aldığı ödüller arasında, edebiyat dünyasında doğrudan bir ödül olmasa da, eserlerinin yarattığı etki ve edebiyata katkılarıyla sayısız övgü ve takdir kazanmıştır. Joyce, 20. yüzyılın başlarında yaşamış ve eserleriyle modern edebiyatın gelişimine önemli katkılarda bulunmuştur. Yaşadığı dönem, Birinci Dünya Savaşı, İrlanda Bağımsızlık Hareketi ve Avrupa'da kültürel değişimlerin yaşandığı bir dönemdi. Joyce, bu dönemdeki sosyal ve politik atmosferi eserlerine yansıtmış ve Dublin'in çalkantılı tarihini ve kültürel zenginliğini edebiyat aracılığıyla ölümsüzleştirmiştir.