Tuhfe-i Kenan, Kenan Rifai'nin en önemli eserlerinden biridir. Bu eser, Rifai'nin tasavvufi düşüncelerini, ahlaki öğretilerini ve manevi yolculuğa dair rehberliğini içeren kapsamlı bir çalışmadır. Kitap, temel olarak, insanın iç dünyasına yönelik bir keşif sunar ve bireyin Allah'a ulaşma çabasında izlemesi gereken yolları detaylandırır. Eserin ana teması, insanın nefsiyle mücadelesi, ahlaki erdemlere ulaşması ve nihayetinde ilahi aşkla bütünleşmesidir. Rifai, bu eserde, İslam tasavvufunun temel prensiplerini, dönemin sosyal ve kültürel bağlamıyla uyumlu bir şekilde ele alır. Kitap, tasavvufun derinliklerine inmek isteyen, manevi arayış içinde olan ve ahlaki değerlere önem veren okuyucular için bir rehber niteliğindedir. Tuhfe-i Kenan, sadece bir kitap değil, aynı zamanda bir yaşam tarzını, bir dünya görüşünü ve bir manevi pratiği temsil eder. Kitapta, insanın iç dünyasına dair derin analizler, nefsin tuzakları, ahlaki olgunluğa ulaşmanın yolları ve ilahi aşkın sırları gibi konular işlenir. Rifai, eserinde, tasavvufi kavramları anlaşılır bir dille açıklayarak, okuyucunun bu derin konuları kolayca kavramasını sağlar. Kitabın hedef okur kitlesi, tasavvufa ilgi duyan, manevi gelişimine önem veren, ahlaki değerlere sahip ve hayatına anlam katmak isteyen her yaştan insandır. Eser, aynı zamanda, tasavvufun temel kaynaklarına erişmek isteyen araştırmacılar ve akademisyenler için de önemli bir başvuru kaynağıdır. Tuhfe-i Kenan, tasavvufi düşüncenin zenginliğini ve derinliğini yansıtan, okuyucularına ilham veren ve onları manevi bir yolculuğa çıkaran bir eserdir. Kitap, insanın iç dünyasına yaptığı yolculukta ona rehberlik ederken, aynı zamanda hayatına anlam katmasına ve daha bilinçli bir yaşam sürmesine yardımcı olur. Benzer eserler arasında, Mevlana Celaleddin Rumi'nin Mesnevi'si, İbn Arabi'nin Fusus al-Hikam'ı ve Yunus Emre'nin Divanı sayılabilir. Bu eserler de, tasavvufi düşüncenin farklı yönlerini ele alarak, okuyucularına manevi bir zenginlik sunar.

Kenan Rifai, 1867 yılında İstanbul'da doğmuş, Türk tasavvuf geleneğinin önemli temsilcilerinden biridir. Rifai, özellikle Halveti-Cerrahi tarikatına mensup bir şeyh olarak tanınır ve tasavvufi öğretileriyle geniş kitlelere ulaşmıştır. Eğitim hayatına klasik medrese eğitimiyle başlayan Rifai, daha sonra çeşitli ilim dallarında uzmanlaşmıştır. Özellikle Arapça ve Farsça dillerine olan hakimiyeti sayesinde tasavvuf klasiklerini orijinal kaynaklarından okuyabilmiş ve yorumlayabilmiştir. Kenan Rifai'nin yazım üslubu, derin manevi bilgileri sade ve anlaşılır bir dille aktarmasıyla öne çıkar. Eserlerinde, tasavvufi kavramları ve öğretileri, okuyucunun kolayca anlayabileceği bir dilde anlatır. Bu özelliği sayesinde, tasavvufi düşüncenin geniş kitlelere yayılmasında önemli bir rol oynamıştır. Rifai'nin en önemli eserleri arasında, Tuhfe-i Kenan, İrfan Sofraları ve Sohbetler yer alır. Bu eserler, onun tasavvufi düşüncelerini, ahlaki öğretilerini ve manevi rehberliğini yansıtır. Rifai, eserlerinde, insanın iç dünyasına yönelik derin analizler yapar, nefsin tuzaklarını ve ahlaki erdemlere ulaşmanın yollarını anlatır. Kenan Rifai, yaşadığı dönemde, tasavvufi öğretileriyle insanlara yol gösterirken, aynı zamanda sosyal hayatta da aktif rol oynamıştır. Özellikle, kadınların eğitimi ve sosyal hayata katılımı konusunda önemli çalışmalar yapmıştır. Rifai, 1950 yılında İstanbul'da vefat etmiştir. Onun mirası, tasavvufi düşüncenin yayılmasına ve insanların manevi gelişimine katkı sağlamaya devam etmektedir. Kenan Rifai'nin öğretileri, günümüzde de tasavvufa ilgi duyan ve manevi arayış içinde olan insanlar için önemli bir rehber niteliğindedir.