Yasmina Khadra'nın kaleminden çıkan "Saldırı" (L'Attentat), şiddet, kimlik, adalet ve insanlık halleri üzerine derinlemesine bir sorgulama sunan, okuyucuyu sarsan bir romandır. Kitap, bir intihar saldırısında suçlanan bir Filistinli cerrah olan Amin Jaafari'nin hikayesini anlatır. Jaafari'nin hayatı, terörist bir saldırının ardından tamamen değişir. Saldırı, Tel Aviv'de bir restoranda gerçekleşir ve Jaafari'nin karısı Sihem de dahil olmak üzere birçok insanın ölümüne neden olur. Ancak, olay yerinde bulunan kanıtlar ve tanık ifadeleri, Jaafari'yi şüpheli konumuna düşürür. Jaafari, hem kendi masumiyetini kanıtlamak hem de gerçek suçluları bulmak için zorlu bir mücadeleye girişir.

Kitabın ana temaları arasında, Ortadoğu'daki çatışmaların yarattığı travma, kimlik karmaşası, önyargılar ve adaletin tecellisi yer alır. Khadra, olayları hem İsrailli hem de Filistinli karakterlerin gözünden anlatarak, çatışmanın her iki tarafındaki insanların yaşadığı acıları ve çaresizliği gözler önüne serer. Kitap, okuyucuyu, olaylara farklı açılardan bakmaya ve önyargılarını sorgulamaya teşvik eder. "Saldırı", aynı zamanda, sevgi, sadakat ve insan bağlarının gücünü de vurgular. Jaafari'nin karısı Sihem'e duyduğu derin sevgi, onun hayatta kalma ve gerçeği arama mücadelesinde önemli bir motivasyon kaynağı olur.

Kitabın hedef okur kitlesi, dünya edebiyatına ilgi duyan, farklı kültürleri ve çatışma bölgelerindeki yaşamları merak eden, derinlikli ve düşündürücü romanlar okumayı seven geniş bir kitleyi kapsamaktadır. Aynı zamanda, siyasi ve sosyal konulara duyarlı, farklı perspektiflerden olayları değerlendirebilen okuyucular için de önemli bir eserdir. "Saldırı", okuyucuyu, olayların ardındaki karmaşıklığı anlamaya ve insanlık halleri üzerine düşünmeye davet eder.

"Saldırı" ile benzer temaları işleyen diğer kitaplar arasında, Khadra'nın diğer eserleri (örneğin "İntihar", "Yazarların İntiharı") ve Ortadoğu coğrafyasındaki çatışmaları konu edinen diğer yazarların eserleri (örneğin, Khaled Hosseini'nin "Uçurtma Avcısı" ve "Bin Muhteşem Güneş" kitapları) sayılabilir. Bu kitaplar da, savaşın ve çatışmanın insanlar üzerindeki etkilerini, kimlik sorunlarını ve adaletin sorgulanmasını ele alır. Ayrıca, Alberto Moravia'nın "Konformist" kitabı da, bireylerin siyasi baskı ve ideolojiler karşısındaki duruşunu ve ahlaki seçimlerini sorgulaması açısından "Saldırı" ile paralellikler taşır. Bu eserler, okuyuculara, dünya üzerindeki farklı kültürleri, çatışmaları ve insanlık hallerini anlama ve empati kurma fırsatı sunar.

Yasmina Khadra, Cezayir asıllı Fransız yazar ve askerdir. Asıl adı Mohammed Moulessehoul olan Khadra, takma adını eşinin adından ve annesinin soyadından almıştır. Eserlerinde genellikle savaş, şiddet, kimlik, göç ve insanlık halleri gibi temaları işler. Khadra'nın yazım üslubu, gerçekçi, çarpıcı ve sürükleyicidir. Olayları hem psikolojik derinlikte hem de sosyolojik bir perspektifte ele alır. Karakterlerini detaylı bir şekilde betimler ve okuyucuyu olayların içine çeker.

Khadra'nın en önemli eserleri arasında "Saldırı" (L'Attentat), "İntihar" (Les Hirondelles de Kaboul), "Yazarların İntiharı" (Les Sirènes de Bagdad), "Morituri", "Ölümün Ötesi" (L'Écrivain) ve "Yazarların İntiharı" sayılabilir. Bu eserler, farklı kültürlerdeki insanlık hallerini ve çatışmaları konu edinir. Khadra, eserlerinde, savaşın ve çatışmanın insanlar üzerindeki etkilerini, kimlik sorunlarını ve adaletin sorgulanmasını ele alır. Eserleri birçok dile çevrilmiş ve dünya çapında büyük ilgi görmüştür.

Khadra, yazdığı eserlerle birçok ödül kazanmıştır. Bu ödüller arasında, Fransız Edebiyat Ödülü olan Prix des Libraires, Académie française tarafından verilen Grand Prix du Roman de l'Académie française ve Prix Méditerranée sayılabilir. Bu ödüller, Khadra'nın edebi başarısını ve eserlerinin kalitesini göstermektedir.

Yasmina Khadra, Cezayir'de doğmuş ve çocukluğunu çöl ortamında geçirmiştir. Daha sonra askeri okulda eğitim görmüş ve uzun yıllar Cezayir ordusunda görev yapmıştır. Askerlik deneyimi, onun eserlerindeki savaş, şiddet ve çatışma temalarını işlemesinde önemli bir rol oynamıştır. Khadra, Cezayir'deki iç savaş sırasında, yazma eylemini bir direniş biçimi olarak görmüş ve bu dönemde takma adıyla yazmaya başlamıştır. Fransa'ya yerleştikten sonra, yazarlığa devam etmiş ve uluslararası alanda tanınan bir yazar haline gelmiştir. Khadra, eserleriyle, farklı kültürler arasında köprüler kurmaya ve insanlık hallerine dikkat çekmeye devam etmektedir.