Gece Yarisi Kutuphanesi Kitabı İnceleme

Kitap Hakkında Bilgiler

Gece Yarısı Kütüphanesi, Matt Haig’in 2020’de yayımlanan ve okuru hayatın en derin sorusu olan “keşke”ler üzerine düşürmeye çayan distopik-fantastik romanıdır. Nora Seed adlı 35 yaşındaki kadın, hayatının her alanında başarısızlık hissiyle günü birlik yaşarken intihar girişimi sırasında ölümle burun burunayken kendini sonsuz raflar arasında, göz kamaştırıcı yeşil renkte, sıradışı bir kütüphanede bulur: Gece Yarısı Kütüphanesi. Her kitap, Nora’nın yaşamış olabileceği alternatif bir versiyonun hikâyesini anlatır; raflardan çektiği ciltlere dokundukça o versiyonun bedenine geçer, farklı kariyerler, farklı eşler, farklı kentler ve hatta başka gezegenler deneyimler. Okuyucu, bir paralel evrenden diğerine atlayarak hem Nora’nın gerçek arzularını hem de yaşamanın kendisinin değerini keşfeder. Roman, bireyin özgür iradesi ile kader arasındaki gerilimi Borges’vari sonsuz kütüphane metaforu üzerinden işlerken, aynı zamanda depresyon, kayıp, pişmanlık ve iyileşme temalarını sıcak bir mizahla harmanlar. Matt Haig, akıcı ve sade üslubuyla okuyucuyu fantastik geçişlerin ortasında bile yalın bir şekilde duyguya bağlar; son sayfalarda Nora’nın gerçek dünyeye döndüğünde kazandığı minik ama anlamlı farkındalıklar, kitabı yalnızca distopik bir macera değil, aynı zamanda yaşama dair bir başucu rehberine dönüştürür. Yapıt, kısa sürede Britanya’da uzun süre bestseller listelerinde kalmış, Goodreads Choice 2020 ödülünü kazanmış ve otuzdan fazla dile çevrilmiştir.

Yazarı Hakkında Bilgiler

Matt Haig, 1975 doğumlu İngiliz yazar, çocuk kitapları yazarı ve gazeteci. Sheffield’da büyüyen Haig, 24 yaşındayken geçirdiği ağır depresyon ve anksiyete atağı sonrası psikolojik çöküş yaşamış; bu deneyim, ileride hem anı hem de başvuru niteliğindeki ‘Neden Yaşamalıyım?’ (Reasons to Stay Alive) kitabının temelini oluşturmuştur. Leeds Üniversitesi’nde Tarih ve İngiliz Edebiyatı okudu; mezuniyet sonrası geçirdiği on yıl boyunca gece kulüplerinde bulaşıkçılıktan içerik editörlüğüne kadar çeşitli işlerde çalıştı. İlk yetişkin romanı The Last Family in England (2004) Shakespeare’in IV. Henry’sinden esinlenmiştir; ardından The Dead Fathers Club, The Radleys ve How to Stop Time gibi çok satanlarda fantastik gerçekçiliği güncel temalarla birleştirerek kendine özgü bir üslup geliştirdi. 2015’e gelindiğinde çocuklarına anlatabilmek için yazdığı A Boy Called Christmas serisi Britanya’da Noel klasiği hâline geldi ve sinemaya uyarlandı. Yazar, ruh sağlığı savunuculuğuyla da tanınır: okullarda, şirketlerde ve parlamentoda konuşmalar yapar, ‘Books are My Bag’ ve ‘Soane’s Museum’ gibi kurumlarda yaratıcılık ve zihinsel sağlık üzerine atölyeler verir. Eşi Andrea Semple ile Brighton’da yaşayan Haig’in iki çocuğu vardır; yazarlık kariyeri boyunca elli dile yakın çeviri yapmış, pek çok ödül kazanmış ve küresel çapta on milyonun üzerinde satmıştır.